şarap gibi

şarap gibi
adj. winy, vinous
* * *
vinous

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • Müzeyyen Senar — (born 1918) is a Turkish classical music performer. Born in Gököz in the Keles district, Bursa, Ottoman Empire, she is known as the diva of the Turkish Republic.[1][2] Contents 1 Life 2 …   Wikipedia

  • hicap — is., bı, esk., Ar. ḥicāb 1) Utanma, utanç, sıkılma Ve Rabia nın hicabından taze yanakları gene eski nadide bir şarap gibi lal rengini alıvermişti. H. E. Adıvar 2) Perde Sensin bize bizden yakın / Görünmezsin hicap nedir? Yunus Emre Atasözü, Deyim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ibrîk — (A.) [ ﻖیﺮﺑا ] ibrik, ıbrık, su, şarap gibi sıvı konulan kap …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ÜMM-ÜL HABÂİS — Şarap, rakı gibi haram olan içki …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DEM-KEŞ — f. Nefes çeken, soluk çeken. * Devamlı öten bir güvercin cinsi. * Kaval, ney gibi çalgıları devamlı üfürenler. * Bazı kuşların, kübbül gibi uzun uzun ötenleri. * Şarap içen …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • fıçı — is., Rum. 1) Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz a getirilir. S. Birsel 2) sf. Bu kabın alabileceği miktarda olan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saklanmak — nsz 1) Kendini saklamak, gizlenmek O âdeta kaçıp saklanacak bir yer arıyormuş gibi sıkıntıdaydı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) den Saklama işi yapılmak Şarap mahzende saklanır, aşkın kalbimde yıllanıyor. Şarkı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tanker — is., Fr. tanker Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ, şarap vb. sıvı maddeleri taşıyan gemi veya kamyon Birleşik Sözler su tankeri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • titreşmek — nsz 1) Her yanı titremek İşte şarap fıçılarını yelpazeliyor gibi ince ve sinirli titreşen hurmalar!.. R. E. Ünaydın 2) Titreşim durumunda olmak, ihtizaz etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zevk — is., Ar. ẕevḳ 1) Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık. Y. K. Beyatlı 2) Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”